Hakkımızda

…Ve ben şairim.
Namus işçisiyim yani
Yürek işçisi.

İnsanlık tarihine baktığımızda nice şairin, yazarın, oyuncunun, ressamın, heykeltıraşın, müzisyenin, mimarın yani nice sanat dalının ve sanatçının yaşamış olduğuna tanıklık ederiz. Kimi sanatçılar gerek mimikleri gerekse jestleriyle; kimi kaleminin, fırçasının ya da kulağının kuvveti, kimi de bakış açısınınfarklılığıyla sanatını ortaya koymuş ve topluma mâl olmuştur. Ancak bütün sanatçılarda ve gerçeksanatseverlerde ortak bir özellik vardır ki, bu da onu diğer insanlardan ayıran yaratıcı düşünce içgüdüsüve yeteneğidir. Sanatçılar bazen, Millî Edebiyat akımının öncülerinde görüldüğü gibi, toplumubilinçlendirmek için sanat yapmış; bazen İkinci Yeniciler gibi imge ve metafor ağırlıklı, anlamyoğunluğunu anlaşılabilirliğe yeğ tutarak eserler kaleme almış, bazen de divan edebiyatı gibi geneldilden kopuk bir dille sanat yapmışlardır. Sanatın varoluşundan beri belirli ilkeler ve amaçlar için yapılansanat, ya bir ideolojiyi ya bir akımı benimsemiş ya da sadece sanatı esas alarak yaşamaya çalışmıştır.Fakat bizim burada yapmaya çalıştığımız şey, özellikle edebî sanatın aslında birbirinden ayrılmaztemellerle oluşturulduğunu göstermek ve yukarıda bahsettiğimiz ilhamları ve düşünceleri bir aradakullanmaktır. Bu doğrultuda ilhamların düşüncelerle, düşüncelerin ideolojilerle, felsefenin ilhamlabirleştirilebileceği düşüncesini ortaya koymak amacıyla ve yazınsal türlerin aslında birbirinden ayrılmaztürler olduğunu kanıtlama dürtüsüyle ortaya çıkmayı kendimize düstur edinmişizdir. Bu düşüncelerikitlelere yaymak ve toplumun en ufak kesiminden en geniş kesimine hitap etmenin de vizyonumuzolduğunu ayrıca belirtmek isteriz. Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde insanlık yapısı, millî şuur veülküler hakkındaki görüşler çok havada kalmış ve bu sebeple toplumumuz büyük bir toplumsalçürümeye mahkûm olmuştur.

Memleketimizin ve dünyanın her yönden durumu içler acısıdır. Bu vahametin içinde, fizikseleylemlerden ziyade zihinsel eylemlerle meşgul olmamız, devrin bunu gerektirmesinden ötürüdür.Geçmişte yaşananlar; fiziksel eylemlerin insan canını hiçe saydığını gösterdiği için zihnî melekelerimizi,duygularımızı ve mantığımızı harekete geçirme isteğimizi ve içgüdümüzü körüklemektedir. Değişendengeler ve dünya görüşleriyle birlikte mücadelemizi ve amentümüzü mantıksal ve yazınsal yollarlaifade etmemiz diğer yollardan daha evlâdır. Ancak bu ifadeleri de sizlerle buluşturacak olan araçdergiler, kitaplar, makaleler, özetle bilumum sanat ve bilim faaliyetleridir. Bu araçlar toplumun zihinselaçlığını doyuracak ve onu geliştirecek mahiyette olmalıdır ki, dergimizin kuruluş düşüncesi de bunadayanmaktadır.Yukarıda alıntıladığımız dizelerden nemalanarak başladığımız işle ilgili şunu söyleyebiliriz ki biz,toplumun fikrî namusunu kurtarmayı ve korumayı kendimize görev biliriz. Bu konuda siz okurlara düşengörev de aydınların düşüncelerinden beslenerek fikrî namusun ayaklar altına düşmesini engellemenizve her yönden müreffeh bir hayat yaşama isteğiyle dolmanız, fenni bilimlerin yanı sıra sosyal ve beşerîbilimlere de önem vererek zihninizi doğru yola sokup berraklaştırmanızdır.

Yorum bırakın